Haberler

Rolling Stone Röportajı

Amy Lee ‘Aftermath’ ve Konser Turlarına Dönüş Hakkında

Evanescence önkadın spot ışıklarına yeni bir albümle geri dönmeye hazırlanıyor 

Amy Lee’nin söylemek istedikleri her şeyi duyduğunuzu sandıysanız muhtemelen dikkat vermiyorsunuz.10 yıldan fazla süreçte Evanescence’ın önkadın (ve odak noktası) boyunca birçok fikrinin olduğunu zamanla kanıtladı.Yapmanız gereken tüm şey sormak.

Bizde öyle yaptık. Rolling Stone’s un ilk kısmında Lee, grubun geleceği, anne olma ve ilk bağımsız albümü Aftermath (25 Ağustos) üzerine ağırlık verdi. Şimdi ikinci kısımda geçmişi arkaya bırakma, yeni şarkılar üretme ve bir solo sanatçısı olarak yola koyulma hakkında konuşuyor.

“Söyleyeceğim çok şey var, sanırım” diye gülüyor. “Bir süre röpörtaj yapmadım.”

Aftermath’deki müzik kuşkusuz Evanescence’dan kalkış. Bu kasti miydi ya da War Story gibi bir filmde çalışmanın sonucu muydu?
Onun tamamen farklı olmasını istedim. Sırf bu kası esnettiğimden dolayı onun Evanescence gibi olmasını istemedim, insanların benim farklı taraflarımıda görmesini istedim. Sadece benim olan ve arkadaşlarım dışında kimsenin duymadığı müzikler yazdım, hala bir noktada onlarla bir şey yapmak istiyorum. Fakat o farklı tarafımı gösterebileceğim ilk şanslardan biriydi ve bu kesinlikle Evanescence ile aynı duyguları  barındıyor fakat enstrümantal olarak. Ana yayın olmasına çalışmıyor. Her zaman bir nokta belirtmişimdir ki Evanescence benim gerçek ruhum ve kalbim ve ben sadece hit yapmaya çalışmıyordum. Fakat aynı zamanda bir kayıt şirketine bağlıydık, single, radyonun çalması ve bu tur şeylerin olması gerekiyordu.Tüm bu şeylerden özgür olarak bir parça sanat yapmak gerçekten çok hoştu çünkü bundaki şarkılar onların 3’ü gibi çağırdım bir çoğu film müziği. Şu anki dinlediğim müzikler gibi. Birisi arapça gibi tuhaf bir şey, birisi seksi dans şarkısı ve diğeri onun ne olduğunu bile bilmiyorum, elektronik.

Bekle, albümde arapça şarkı mı var?
Arapça söylemiyorum. “Biraz dünya müziği tarzında bir şarkıya ihtiyacımız var”  fakat sonuç olarak filmde kullanılmadı. Ben ve Dave Eggar ve diğer katılımcı ismi Chuck Palmer bir çok perküsyon, mühendislik ve üretim gibi bir çok şey yaptı. Her neyse, o davul dönüşünün altına bu tüm şeyi yaptı ud diye adlandırlan bir enstrümanı çalan adama sahiptik bir tür eski-moda lute ya da mandolin gibi bir şey. Ve Dave bu tüm şeyin lideriydi, “Tamam, bu dünya şarkıcısı Malika Zarra‘ya sahibiz, o gerçekten çok iyi ben diğer odaya geçeceğim ve sende ondan iyi bir şeyler çıkar.”

Neyse ben bu kızlayım kim olduğumdan haberi yok ve ben “Biraz ingilizce şarkı sözü yazdım ve senin Arapça konuştuğunu biliyorum temelde bunları kullanabilir misin, sadece oradan başla ve sırayı değiştir, uzatabildiğin kadar uzat, sadece söyle.” Oraya gidiyor, güzel sesi var ve 20 dakika gibi söyledi. 2 kere yaptım ve bir kaç kısımda daha fazla materyal edinebilmek için koçluk yaptım ve ben onu eve götürdüm ve stüdyomda yaşamasına izin verdim. Onu tekrar hiç görmedim fakat sesini dinledim ve gerçekten bu şaşırtıcı dakikaları duydum, ben onları kırpıp şarkıya uyarladım, vişne seçer gibiydi. Muhtemelen hiç bir anlam ifade etmiyor, Sigur Rós gibi olabilir fakat böyle bir kapasitedeki bir sanatçıyla çalışmak gerçekten inanılmazdı.

Önceden çalıştığın prodüktörlerden ilham aldın mı?
Sadece kendimi. Kendi vokallerimi mikseyeme üretmeye ve seçmeye alışkınım ve o çok doğaldı. Eğlenceliydi, sadece tuhaf bir işlemdi bu melodiyi onun bir çok parça sesinden oluşturmayı ve şarkıyı onun çevresinde inşa etmeyi. Tüm tecrübe kutunun ötesinde düşünmekti ve bu nedenle Dave ile çalışmaya bayılıyoum çünkü o her zaman “Bunu çalan birini biliyorum…” Hiç duymadığım enstrümanları isimlendirecek.

Peki bunun gibi şeyleri oluştururken hiç geçmişi düşündün mü?
Pozitif anlamda aklıma geliyor, örneğin “Lockdown” ı yazarken sonunda  “Biliyor musun bunun neye ihtiyacı var? Bateri ve gitarlara.” Bu yüzden yaratıcılık aşamasında geçmişimi düşündüm çünkü sadece kendimi memnun etmeye ve film için doğru olan şeye odaklanıyordum. Her zaman kökü olmalı. Benim mantram “Sevdiğim bir şeyleri yaparsam, diğer insanlarda sever.” Herkesin ne istediği hakkında düşünemem çünkü her ne yaparsan yap seni eleştiren insanlar olacak. Ve sen bununla iyi olmalısın çünkü herkesi memnun etmeye çalışırsan birilerini memnun etmeyle sonuçlanacaksın, fakat kendini memnun etmeye çalışmazsan sonra sinirleneceksin. Söylemekten gurur duyuyorum tüm müziği baştan dinleyip keyif almayı. Her zaman keyif aldım.

Bu şarkıları canlı çalmak için planın var mı?
Onun hakkında düşünmedim.Tamamen yapardım ve yapacağımda. Birçok küçük şarkılar var farklı nedenlerle yaptığım ve canlı çaldığım “Find a Way” gibi bunu yapması gerçekten eğlenceliydi. Tüm kariyerimden şeyler yapabilirim tamamen çünkü benim tüm kısmım. Kendi hayranlarıma çok çaldım; ilk dinleyen dinleyicileri kazanma fırsatından gerçekten keyif alıyorum. Dünya’nın en iyi şeyi.

Buna son olarak insanların müziğinden ne düşündüklerini umursuyor musun?
Umursuyor muyum? Onlar sevdiklerinde her zaman hoştur. Fakat buna bağlı müzik yapmam. Sanırım bizim endüstrimiz bunla basılmış, ve o çok az doğru olan şeylerle geliyor. Her zaman tek istediğim gerçek olmak, sevdiğim bir şey yaparsam, onu sevecek olan insanların olduğunu biliyorum.

Bunu yaşının erken döneminde ya da sonralarında mı fark ettin?
Çok komik çünkü ben hep buna fırlatıldım. Fallen olduğunda çok hızlıydı ve ben 21 yaşındayım, bu yüzden ilginin odağında olmaktan çok midem bulandı. Çok sıkıcı ve boş. Benim hayatım o kadar da ilginç değil. Süper güçlerim yok. Müzik seviyorum, boyama yapıyorum, benim hakkımda diğer iyi şeylerde var (gülüyor) fakat konuştuktan bir saat sonra söyleyecek başka bir şeyim kalmıyor ve başka bir şey hakkında konuşmak istiyorum!

Peki buna ne dersin: Hamileyken metroda yer edinmenin sırrı ne?
Oh öğreniyorsun. Gerçekten hamile olduğunda oturmaya ihtiyacın oluyor. “Lütfen yerinizden kalkar mısınız” diye sormak istemiyorsunuz asla sormam. Protokole alışıyorsun olabildiğince dayanın, karnınızı ovalayın biraz çaresiz görünmeye başlayın birisi size yerini verecektir. Genel konuşacak olursak, New York’lular kötü değiller.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir