Albüm Dışı

 Together Again


Never thought that I’d be leaving you today,
Seni bugün terk edeceğimi hiç düşünmemiştim,

So alone and wondering why I feel this way,
Çok yalnızım ve neden böyle hissettiğimi merak ediyorum,

So wide the world,
Dünya çok geniş,

Can love remember how to get me home to you someday?
Aşk bir gün nasıl eve sana geri döneceğimi hatırlayabilir mi?

We’ll be together again,
Tekrar beraber olacağız,

All just a dream in the end.
Hepsi sonunda aslında bir rüya.

So many fears were swimming around and around in my mind.
Bir sürü korku zihnimde yüzüp yüzüp duruyordu

Who would have dreamed the secrets we would find?
Keşfettiğimiz sırları kim hayal edebilirdi?

I found a world where love and dreams and darkness all collide.
Aşkın, rüyaların ve karanlığın çarpıştığı bir dünya buldum.

Maybe this time we can leave our broken world behind.
Belki bu sefer kırık dünyamızı ardımızda bırakabiliriz.


Anything For You


I’d give anything to give me to you
Kendimi sana vermek için her şeyi verirdim

Can you forget the world that you thought you knew
Bildiğini düşündüğün dünyayı unutabilir misin?

If you want me,
Eğer beni istiyorsan,

Come and find me
Gel ve bul

Nothing’s stopping you so please release me
Hiçbir şey seni durduramaz bu yüzden kurtar beni

I’ll believe all your lies
Bütün yalanlarına inanacağım

Just pretend you love me
Yalnızca beni seviyor gibi görün

Make believe
İnandır

Close your eyes
Gözlerini kapa

I’ll be anything for you
Senin için herşey olacağım

Have you left to make me feel anymore
Beni hissettirmeyi bıraktın mı?

There’s only you and everyday I need more
Sadece sen varsın ve hergün daha çok ihtiyacım var

If you want me
Eğer beni istiyorsan

Come and find me
Gel ve bul

I’ll do anything you say just tell me
Söylediğin her şeyi yapacağım sadece söyle bana

I’ll believe all your lies
Bütün yalanlarına inanacağım

Just pretend you love me
Yalnızca beni seviyor gibi görün

Make believe
İnandır

Close your eyes
Gözlerini kapa

I’ll be anything for you
Senin için her şey olacağım

I’ll believe all your lies
Bütün yalanlarına inanacağım

Just pretend you love me
Yalnızca beni seviyor gibi görün

Make believe
İnandır

Close your eyes
Gözlerini kapa

I’ll be anything for you
Senin için her şey olacağım

Anything for you
Senin için herhangi bir şey

All without your hurt inside
İçimde senin yaran dışında her şey

Will never, never die
Asla, asla ölmeyecek

I’ll be everything you need
İhtiyacın olan her şey olacağım

I’ll believe all your lies
Bütün yalanlarına inanacağım

Just pretend you love me
Yalnızca beni seviyor gibi görün

Make believe
İnandır

Close your eyes
Gözlerini kapa

I’ll be anything for you
Senin için her şey olacağım.

I’ll become your earth and sky [I’ll become your earth and sky]
Senin için yer gök olurum [Senin için yer gök olurum]
Forever never die [forever never die]
Asla ölme
I’ll be [I’ll be]
Olurum [Olurum]
Everything you need [everything you need]
İstediğin her şey [İstediğin her şey]


Farther Away


I took their smiles and I made them mine
Onların gülüşlerini aldım ve benim oldular

I sold my soul just to hide the light
Ruhumu ışığı saklamak için sattım

And now I see what I really am,
Ve şimdi gerçekte ne olduğumu görebiliyorum

A thief a whore, and a liar.
Bir hırsız, fahişe ve yalancı

I run to you
Sana koşuyorum

(And run away from this town)
(Ve bu şehirden kaçıyorum)

Call out your name
Sana sesleniyorum

(Giving up, giving in)
(Pes ediyorum, teslim oluyorum)

I see you there
Seni orada görüyorum

(Still you are)
(Hâlâ oradasın)

Farther away
Uzaklarda

I’m numb to you – numb and deaf and blind
Ben sana hissizim – uyuşmuş, sağır ve kör

You give me all but the reason why.
Bana nedenlerden başka herşeyi veriyorsun

I reach but I feel only air at night.
Ulaşıyorum ama sadece gece havayı hissediyorum

Not you, not love, just nothing.
Seni değil, aşkı değil, sadece hiçlik

 

I run to you
Sana koşuyorum

(And run away from this town)
(Ve bu şehirden kaçıyorum)

Call out your name
Sana sesleniyorum

(Giving up, giving in)
(Pes ediyorum, teslim oluyorum)

I see you there
Seni orada görüyorum

(Still you are)
(Hâlâ oradasın)

Farther away
Uzaklarda


Try to forget you,
Seni unutmaya çalışıyorum

But without you I feel nothing.
Ama sensiz hiçbir şey hissedemiyorum

Don’t leave me here, by myself.
Beni burada bırakma, kendimle

I can’t breathe.
Nefes alamıyorum

 

I run to you
Sana koşuyorum

(And run away from this town)
(Ve bu şehirden kaçıyorum)

Call out your name
Sana sesleniyorum

(Giving up, giving in)
(Pes ediyorum, teslim oluyorum)

I see you there
Seni orada görüyorum

(Still you are)
(Hâlâ oradasın)

Farther away
Uzaklarda

Farther away
Uzaklarda

Farther away
Uzaklarda

Farther away
Uzaklarda

Farther away
Uzaklarda

Farther away
Uzaklarda






Breathe No More


I’ve been looking in the mirror for so long
O kadar uzun zamandır aynaya bakıyorum ki

That I’ve come to believe my souls on the other side
Ruhumun diğer tarafta olduğuna inanmaya başladım

Oh the little pieces falling, shatter
Oh küçük parçalar düşüyor, parçalanıyor

Shards of me,
Kırık parçalarım,

Too sharp to put back together.
Tekrar birleştirmek için fazla keskin.

Too small to matter,
Önemsemek için fazla küçük,

But big enough to cut me into so many little pieces.
Fakat beni çok küçük parçalara ayırabilecek kadar büyük.

If I try to touch her,
Eğer ona dokunmaya çalışırsam,

And I bleed,
O zaman kanıyorum,

I bleed,
Kanıyorum,

And I breathe,
Ve nefes alıyorum,

I breathe no more.
Daha fazla nefes almıyorum.

Take a breath and I try to draw from my spirits well.
Nefes alıp ruhumun kuyusundan çıkmaya çalışırım.

Yet again you refuse to drink like a stubborn child.
Ama sen yine inatçı bir çocuk gibi içmeyi reddedersin.

Lie to me,
Bana yalan söyle,

Convince me that I’ve been sick forever.
Beni hep hasta olduğuma inandır.

And all of this,
Ve bütün bunların,

Will make sense when I get better.
Daha iyi olduğumda anlamlı olacağına.

I know the difference, between myself and my reflection.
Kendim ve aksim arasındaki farkı biliyorum.

I just can’t help but to wonder,
Merak etmekten kendimi alamıyorum,

Which of us do you love.
Hangimizi seviyorsun?

So I bleed,
Bu yüzden kanıyorum,

I bleed,
Kanıyorum,

And I breathe,
Ve nefes alıyorum,

I breathe now…
Şimdi nefes alıyorum…

Bleed,
Kanıyor,

I bleed,
Kanıyorum,

And I breathe,
Ve ben nefes alıyorum,

I breathe,
Nefes alıyorum,

I breathe-
Nefes-

I breathe no more.
Daha fazla nefes almıyorum.


Missing


Please, please forgive me,
Lütfen, lütfen affet beni,

But I won’t be home again.
Ama yeniden evde olmayacağım.

Maybe someday you’ll have woke up,
Belki bir gün uyanacaksın,

And, barely conscious, you’ll say to no one:
Ve, zorlukla bilincini toplayıp, hiç kimseye söylemeyeceksin

‘Isn’t something missing?’
‘Bir şeyler eksik değil mi?’

You won’t cry for my absence, I know –
Benim yokluğum için ağlamayacaksın, biliyorum-

You forgot me long ago.
Beni çok önce unuttun.

Am I that unimportant…?
Ben bu kadar önemsiz miyim…?

Am I so insignificant…?
Ben çok mu değersizim…?

Isn’t something missing?
Bir şeyler eksik değil mi?

Isn’t someone missing me?
Birisi beni özlemiyor mu?

[KORO]

Even though I’d be sacrificed,
Bana feda edilecek olsam da,

You won’t try for me, not now.
Benim için denemeyeceksin, şimdi değil.

Though I’d die to know you love me,
Beni sevdiğini bilmek için ölmeye razı olmama rağmen,

I’m all alone.
Ben tamamen yalnızım.

Isn’t someone missing me?
Birisi beni özlemiyor mu?

Please, please forgive me,
Lütfen, lütfen affet beni,

But I won’t be home again.
Ama yeniden evde olmayacağım

I know what you do to yourself,
Kendine ne yaptığını biliyorum,

Shudder deep and cry out:
İçten ürper ve bağır:

‘Isn’t something missing?
‘Bir şeyler eksik değil mi?

Isn’t someone missing me?
Birisi beni özlemiyor mu?’

[KORO]

And if I bleed, I’ll bleed,
Ve ben kanıyorsam, kanayacağım,

Knowing you don’t care.
Umursamadığını bilerek

And if I sleep just to dream of you
Ve sadece rüyamda seni görmek için uyursam

And wake without you there,
Ve sensiz uyanırsam,

Isn’t something missing?
Bir şeyler eksik değil mi?

Isn’t something…
Birşeyler…


Goodnight


Goodnight, sleep tight
İyi geceler, iyi uykular

No more tears
Daha fazla gözyaşı yok

In the morning, I’ll be here
Sabah olduğunda, burada olacağım

And when we say goodnight,
ve biz iyi geceler dediğimizde,

Dry your eyes
Gözlerini kurula

Because we said goodnight,
Çünkü biz iyi geceler dedik,

And not goodbye
Hoşçakal değil

We said goodnight
İyi geceler dedik

And not goodbye
Hoşçakal değil

October


I can’t run anymore
Artık koşamam

I fall before you
Senin önüne düştüm

Here I am
Buradayım

I have nothing left
Hiçbir şeyim kalmadı

Though I’ve tried to forget
Unutmaya çalışmama rağmen

You’re all that I am
Benim olduğum her şeysin

Take me home
Beni eve götür

I’m through fighting it
Savaşmayı bıraktım

Broken
Kırgınım

Lifeless
Cansızım

I give up
Vazgeçtim

You’re my only strength
Sen benim tek güç kaynağımsın

Without you, I can’t go on, Anymore
Artık sensiz devam edemem

Ever again
Bir daha asla

My only hope
Tek umudum

(All the times I’ve tried)
(Bunca zamandır denedim)

My only peace
Tek huzurum

(To walk away from you)
(Senden uzaklaşmayı)

My only joy
Tek sevincim

My only strength
Tek güç kaynağım

(I fall into your abounding grace)
(Senin gittikçe artan cazibene kapıldım)

My only power
Tek gücüm

My only life
Tek hayatım

(And love is where I am)
(Ve aşk bulunduğum yerde)

My only love.
Tek aşkım

I can’t run anymore
Artık koşamam

I give myself to you
Kendimi sana veriyorum

I’m sorry, I’m sorry
Üzgünüm, üzgünüm

In all my bitterness
Bütün acılığımın içinde

I ignored
Aldırmadım

All that’s real and true
Gerçek ve doğru olan her şeyi

All I need is you
Tek ihtiyaç duyduğum sensin

When night falls on me
Gece üstüme çöktüğünde

I’ll not close my eyes
Gözlerimi kapamayacağım

I’m too alive
Çok canlıyım

And you’re too strong
Ve sen çok güçlüsün

I can’t lie anymore
Artık yalan söyleyemem

I fall down before you
Senin önüne düştüm

I’m sorry, I’m sorry
Üzgünüm, üzgünüm

My only hope
Tek umudum

(All the times I’ve tried)
(Bunca zamandır denedim)

My only peace
Tek huzurum

(To walk away from you)
(Senden uzaklaşmayı)

My only joy
Tek sevincim

My only strength
Tek güç kaynağım

(I fall into your abounding grace)
(Senin gittikçe artan cazibene kapıldım)

My only power
Tek gücüm

My only life
Tek hayatım

(And love is where I am)
(Ve aşk bulunduğum yerde)

My only love
Tek aşkım

Constantly ignoring,
Tekrar ve tekrar aldırmıyorum

The pain consuming me
Bu acı beni yiyip bitiriyor

But this time it’s cut too deep
Fakat şimdi çok derinden kesildi

I’ll never stray again
Bir daha yolumu kaybetmeyeceğim

My only hope
Tek umudum

(All the times I’ve tried)
(Bunca zamandır denedim)

My only peace
Tek huzurum

(To walk away from you)
(Senden uzaklaşmayı)

My only joy
Tek sevincim

My only strength
Tek güç kaynağım

(I fall into your abounding grace)
(Senin gittikçe artan cazibene kapıldım)

My only power
Tek gücüm

My only life
Tek hayatım

(And love is where I am)
(Ve aşk bulunduğum yerde)

My only love
Tek aşkım

My only hope
Tek umudum

(All the times I’ve tried)
(Bunca zamandır denedim)

My only peace
Tek huzurum

(To walk away from you)
(Senden uzaklaşmayı)

My only joy
Tek sevincim

My only strength
Tek güç kaynağım

(I fall into your abounding grace)
(Senin gittikçe artan cazibene kapıldım)

My only power
Tek gücüm

My only life
Tek hayatım

(And love is where I am)
(Ve aşk bulunduğum yerde)

My only love
Tek aşkım

 

Before The Dawn


Meet me after dark again and I’ll hold you
Karanlıktan sonra yine buluş benimle ve sana sarılacağım

I am nothing more than to see you there
Orada seni görmekten fazla bir şey değilim

And maybe tonight, we’ll fly so far away
Ve belki bu akşam, çok uzağa uçacağız

We’ll be lost before the dawn
Şafaktan önce kaybolmuş olacağız

If only night can hold you where i can see you, my love
Keşke gece seni, seni görebildiğim yerde tutabilseydi, aşkım

Then let me never ever wake again
Sonra asla uyanmama izin vermeseydi

And maybe tonight, we’ll fly so far away
Ve belki bu gece, çok uzağa uçacağız

We’ll be lost before the dawn
Şafaktan önce kaybolmuş olacağız

[Chorus]

somehow i know that we cant wake again from this dream
her nasılsa bir daha bu rüyadan uyanamayacağımızı biliyorum

it’s not real, but it’s ours
Bu gerçek değil, ama bize ait

Maybe tonight, we’ll fly so far away
Belki bu gece, çok uzağa uçacağız

We’ll be lost before the dawn
Şafaktan önce kaybolmuş olacağız

Maybe tonight, we’ll fly so far away
Belki bu gece, çok uzağa uçacağız

We’ll be lost before the dawn
Şafaktan önce kaybolmuş olacağız

Listen To Rain


(Rain)
(Yağmur)

Listen listen
Dinle dinle

Listen listen
Dinle dinle

Listen listen
Dinle
………..

Listen to each drop of rain (listen listen)
Yağmurun her damlasını dinle (dinle dinle)

Aaah
Whispering secrets in rain (listen listen)

Aaah
Yağmurda sırlar fısıldıyorlar (dinle dinle)

Aaah
Magically searching for someone to hear

Aaah
Duyacak birilerini arıyorlar sihirli şekilde

That story be more than it hides
Bu hikaye gizlediğinden fazlası

Each droplet long gone?
Her bir damlacık gitmeyi mi istiyor?

Can’t we stay for a while?
Biraz kalamaz mıyız?

It’s just too hard to say goodbye
Hoşçakal demek çok zor

Listen to the rain
Yağmuru dinle

Aa…ah
Listen listen listen listen listen listen to the rain

Aa…ah
Dinle dinle dinle dinle dinle yağmuru dinle

Weeping
Ağlıyor

Oo…ooh oooh ooh oo…ooh
Oo…ooh oooh oh oh

Listen (listen) listen (listen)
DİNLE (DİNLE) DİNLE (DİNLE)

Listen (listen) listen
Dinle (dinle) dinle

I stand alone in the storm [listen listen]
Fırtınada tek başıma duruyorum [Dinle, dinle]

Suddenly sweet words take hold [listen listen]
Birden tatlı tatlı sözler beni sarmalıyor

Hurry, they say, for you haven’t much time
Acele et, fazla vaktin yok, diyorlar

Open your eyes to the love around you
Dört bir yanındaki sevgiye gözlerini aç

You may feel you’re alone
Kendini yalnız hissedebilirsin

But I’m here still with you
Ama ben hâlâ senin için buradayım

You can do what you dream
Hayal ettiklerini başarabilirsin

Just remember to listen to the rain
Yağmuru dinlemeyi unutma yeter



oo…ooh oh oh oh oh
ooh ooh oh oh oooh

Listen
Dinle

 

Forever Gone Forever You


I wanted you to be with me
Benimle olmanı istedim

For so long I don’t even know by now
O kadar uzun zamandır ki şimdi bilmiyorum bile

But now that I’ve given up on you
Ama şimdi senden vazgeçince

Defiantly you see me
Meydan okurcasına beni görüyorsun

Walking away I see the pain
Yürüyüp giderken görüyorum acıyı

You put me through
Bana yaşattığın

Lost in your game to change the same
Aynı şeyi değiştirmek için senin oyununda kayboldum

Forever gone, forever you
Sonsuza dek bitmiş, sonsuza dek sen

There’s something very wrong about this
Bununla ilgili çok yanlış bir şey var

I think you knew all along somehow
Bence bir şekilde baştan beri biliyordun

You’ll only take me to change my mind
Beni sadece fikrimi değiştirmek için kabul edersin

Lonely, broken, and defeated
Yalnız, kırılmış ve yenilmiş

So far away I see the truth
Çok uzakta gerçeği görüyorum

I see through you
Senin içinden görüyorum

Now that I know the way you play
Şimdi nasıl oynadığını biliyorum

I don’t want to
İstemiyorum

Walking away I see the pain
Yürüyüp giderken görüyorum acıyı

You put me through
Bana yaşattığın

Lost in your game to change the same
Aynı şeyi değiştirmek için senin oyununda kayboldum

Forever gone, forever you
Sonsuza dek bitmiş, sonsuza dek sen

Surrender


Is this real enough for you?
Bu senin için yeterince gerçek mi?

You were so confused
Kafan o kadar karışmıştı ki

Now that you’ve decided to stay
Şimdi kalmaya karar verdiğine göre

We’ll remain together
Geriye sadece biz kalacağız

You can’t abandon me
Beni terk edemezsin

You belong to me
Sen bana aitsin

Breathe in and take my life in you
Soluk al ve hayatımı içine çek

No longer myself, only you
Soluk al ve hayatımı içine çek

There’s no escaping me my love
Benden kaçış yok, aşkım

Surrender
Teslim ol


Darling, there’s no sense in running
Sevgilim, koşmanın bir anlamı yok

You know I will find you
Biliyorsun ki seni bulacağım.

Everything is perfect now
Şuan her şey mükemmel

We can live forever
Sonsuza kadar yaşayabiliriz.

You can’t abandon me
Beni terk edemezsin

You belong to me
Sen bana aitsin

Breathe in and take my life in you
Soluk al ve hayatımı içine çek

No longer myself, only you
Soluk al ve hayatımı içine çek

There’s no escaping me my love
Benden kaçış yok, aşkım

Surrender
Teslim ol


Hands up slowly
Yavaş yavaş ellerini havaya kaldır

Give into
Pes et

Breathe in and take my life in you
Soluk al ve hayatımı içine çek

No longer myself, only you
Artık “kendim” yok, sadece sen varsın

There’s no escaping me my love
Benden kaçış yok , aşkım

Surrender
Teslim ol

Surrender
Teslim ol

Surrender
Teslim ol

Surrender
Teslim ol


You will surrender to me
Bana teslim olacaksın

There’s no escaping from me
Benden kaçış yok

My love will hold you to me
Aşkım seni bana yapıştıracak

You must surrender to me
Bana teslim olmak zorundasın
 

 

Forgive Me


Can you forgive me again?
Beni yeniden affedebilir misin?

I don’t know what I said
Ne söylediğimi bilmiyorum

But I didn’t mean to hurt you
Ama seni kırmak istemedim

I heard the words come out
Kelimelerin çıktığını duydum

I felt like I would die
Ölecekmiş gibi hissettim

It hurt so much to hurt you
Seni incitmek beni çok acıttı

Then you look at me
Sonra sen bana baktın

You’re not shouting anymore
Çok fazla bağırmadın

You’re silently broken
Sen sessizce kırıldın

I’d give anything now
Şu an her şeyi verirdim

To hear those words from you
Bu sözleri senden duymak için

Each time I say something I regret
Ne zaman pişman olduğum bir şey söylesem

I cry ‘I don’t want to lose you.’
Ağlıyorum ‘seni kaybetmeyi istemiyorum.’

But somehow I know that you will never leave me, yeah.
Ama nedense beni asla terk etmeyeceğini biliyorum, evet.

‘Cause you were made for me
Çünkü sen benim için yaratılmışsın

Somehow I’ll make you see
Bir şekilde görmeni sağlayacağım

How happy you make me
Beni ne kadar mutlu ettiğini

I can’t live this life
Bu hayatı yaşayamam

Without you by my side
Sen yanımda olmadan

I need you to survive
Hayatta kalmak için sana ihtiyacım var

So stay with me
Öyleyse benimle kal

You look in my eyes and I’m screaming inside that I!m sorry
Gözlerimin içine bakıyorsun ve üzgünüm diye içimden çığlık atıyorum

And you forgive me again
Ve sen beni tekrar affediyorsun

You’re my one true friend
Sen benim tek gerçek arkadaşımsın

And I never meant to hurt you
Ve ben asla seni kırmak istemedim

Nakarat
 

Lies (Remix)


Bind [Bind] my limbs with fear [fear]
Beni korkularla zincirlesen de

Choke me with tears [tears]
Göz yaşlarına boğsan da

I won’t die for you
Senin için ölmeyeceğim

You’ve [you’ve] been here before [before]
Daha önce de buralardaydın

And come back for more [more]
Daha fazlası için geri gelirdin

But not this time
Ama bu sefer değil

You will never be strong enough
Gücün asla yetmeyecek

You will never be good enough
Asla yeterli olamayacaksın

You were never conceived in love
Aşkla dünyaya getirilmemiştin

You will not rise above
Bunların altından kalkamayacaksın

Somebody tell me what made us all believe you
Neden sana inandığımızı biri bana söylesin

I should have known all along it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu baştan anlamalıydım

I should have known it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu anlamalıydım

Now [now] I know the truth [truth]
Şimdi gerçeği biliyorum

I’m through fearing you [you]
Senden korkmayı bırakıyorum

And I am free
Ve özgürüm

You’ve [you’ve] been here before [before]
Daha önce de buralardaydın

And come back for more [more]
Daha fazlası için geri gelirdin

But not this time
Ama bu sefer değil

You will never be strong enough
Gücün asla yetmeyecek

You will never be good enough
Asla yeterli olamayacaksın

You were never conceived in love
Aşkla dünyaya getirilmemiştin

You will not rise above
Bunların altından kalkamayacaksın

Somebody tell me what made us all believe you
Neden sana inandığımızı biri bana söylesin

I should have known all along it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu baştan anlamalıydım

I should have known it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu anlamalıydım

Somebody tell me what made us all believe you
Neden sana inandığımızı biri bana söylesin

I should have known all along it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu baştan anlamalıydım

Somebody tell me what made us all believe you
Neden sana inandığımızı biri bana söylesin

I should have known all along it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu baştan anlamalıydım

I should have known it was all a lie
Hepsinin yalan olduğunu anlamalıydım
 

Bleed (I Must Be Dreaming)


How can I pretend that I don’t see?
Nasıl görmüyormuş gibi yapabilirim?

What you hide so carelessly?
Dikkatsizce sakladığın şeyi?

I saw her bleed
Onun kanadığını gördüm

You heard me breathe
Benim nefesimi duydun

So I froze inside myself
Böylece kendi içimde dondum

And turned away
Ve geri döndüm

I must be dreaming
Rüya görüyor olmalıyım

We all live
Hepimiz yaşıyoruz

We all die
Hepimiz ölüyoruz

That does not begin to justify you
Bu seni doğrulamaya başlamaz

It’s not what it seems
Göründüğü gibi değil

Not what you think
Düşündüğün gibi değil

No I must be dreaming
Hayır rüya görüyor olmalıyım

It’s only in my mind
Bu sadece benim aklımda

Not in real life
Gerçek hayatta değil

No I must be dreaming
Hayır rüya görüyor olmalıyım

Help you know I’ve got to tell someone
Bilmene yardım ediyorum, birilerine söylemeliyim

Tell them what I know you’ve done
Onlara ne yaptığını bildiğimi söylemeliyim

I fear you but spoken fears can come true
Senden korkuyorum ama konuşulmuş korkular gerçek olabilir.

We all live
Hepimiz yaşıyoruz

We all die
Hepimiz ölüyoruz

That does not begin to justify you
Bu seni doğrulamaya başlamaz

It’s not what it seems
Göründüğü gibi değil

Not what you think
Düşündüğün gibi değil

No I must be dreaming
Hayır rüya görüyor olmalıyım

It’s only in my mind
Bu sadece benim aklımda

Not in real life
Gerçek hayatta değil

No I must be dreaming
Hayır rüya görüyor olmalıyım

Not what it seems
Göründüğü gibi değil

Not what you think
Düşündüğün gibi değil

I must be dreaming
Rüya görüyor olmalıyım

Just in my mind
Sadece benim aklımda

Not in real life
Gerçek hayatta değil

I must be dreaming
Rüya görüyor olmalıyım

 

If You Don’t Mind

 

Where’s the light
Işık nerede
Killed my day
Günümü öldürmüş
Lost in the dark of your ways
Yöntemlerinin karanlığında kayboldum
Wasting my energy, endlessly
Tüm gücümü boşa harcıyorum, sürekli
on your sweet lie
Senin tatlı yalanınla

And if you don’t mind [you don’t mind]
Ve senin için sorun değilse
I would like to live the lie that I will survive [I will survive]
Hayatta kalacağım yalanını yaşamak istiyorum
And if you don’t mind [you don’t mind]
Ve senin için sorun değilse
I would love to slip away and leave your world behind [slip away and leave your world behind]
Kaçıp senin dünyanı geride bırakmayı çok istiyorum

Insecure, I’m not so sure that [insecure, I’m not so sure that]
Güvensizim, pek emin değilim
You’re not just faking something [you’re not just faking something]
Beni kandırmadığından
Wasting our last day [Wasting our last day]
Son günümüzü boşa harcamadığından
I can’t take the pain, babe [I can’t take the pain, babe]
Bu acıya dayanamam, canım

And if you don’t mind [and if you don’t mind]
Ve senin için sorun değilse
I would like to live the lie that I will survive [I will survive]
Hayatta kalacağım yalanını yaşamak istiyorum
And if you don’t mind [you don’t mind]
Ve senin için sorun değilse
I would love to slip away and leave it all behind
Kaçıp senin dünyanı geride bırakmayı çok istiyorum


And if you don’t mind
Ve senin için sorun değilse
I would like to live the lie that I will survive
Hayatta kalacağım yalanını yaşamak istiyorum
And if you don’t mind [and if you don’t mind]
Ve senin için sorun değilse
If you don’t mind [if you don’t mind]
Senin için sorun değilse

 

The Chain

 

Listen to the wind blow
Rüzgârın esişini dinle
Down comes the night
Gece çöküyor
Break the silence
Sessizliği boz
Damn the dark, damn the light
Lanet olsun karanlığa, lanet olsun ışığa


And if you don’t love me now (you don’t love me now)
Eğer beni zaten sevmiyorsan
You will never love me again (never love me again)
Bir daha asla sevmeyeceksin
I can still hear you saying
You would never break the chain (never break the chain)

Hâlâ zinciri asla kırmayacağını söylediğini duyabiliyorum (zinciri asla kırmayacağını)


Listen to the wind blow
Rüzgârın esişini dinle
Watch the sun rise
Gün doğumunu izle
Running in the shadows
Gölgelerde koşuyoruz
Damn your love, damn your lies
Lanet olsun karanlığa, lanet olsun ışığa

Break the silence
Sessizliği boz
Damn the dark, damn the light
Lanet olsun karanlığa, lanet olsun ışığa
 

And if you don’t love me now (you don’t love me now)
Eğer beni zaten sevmiyorsan
You will never love me again (never love me again)
Bir daha asla sevmeyeceksin
I can still hear you saying
You would never break the chain (never break the chain)

Hâlâ zinciri asla kırmayacağını söylediğini duyabiliyorum (zinciri asla kırmayacağını)


You would never break the chain
Zinciri asla kırmayacağını
And if you don’t love me now
Eğer beni zaten sevmiyorsan
You will never love me again
Bir daha asla sevmeyeceksin
I can still hear you saying
You would never break the chain
You would never break the chain

Hâlâ zinciri asla kırmayacağını söylediğini duyabiliyorum

Chain keep us together
Zincir, bizi bir arada tut
Chain keep us together
Zincir, bizi bir arada tut
Chain keep us together
Zincir, bizi bir arada tut
Chain keep us together
Zincir, bizi bir arada tut
Chain keep us together (running in the shadow)
Zincir, bizi bir arada tut (gölgelerde koşuyoruz)
Chain keep us together (running in the shadow)
Zincir, bizi bir arada tut (gölgelerde koşuyoruz)
Chain keep us together (running in the shadow)
Zincir, bizi bir arada tut (gölgelerde koşuyoruz)
Chain keep us together
Zincir, bizi bir arada tut

And if you don’t love me now
Eğer beni zaten sevmiyorsan
You will never love me again
Bir daha asla sevmeyeceksin
I can still hear you saying
Hâlâ zinciri asla kırmayacağını söylediğini duyabiliyorum
You would never break the chain
Zinciri asla kırmayacağını
You would never break the chain
Zinciri asla kırmayacağını

 

Give Unto Me

 

I’ve been watching you from a distance
Seni uzaktan izliyordum

The distance sees through your disguise
All I want from you is your hurting
Aramızdaki mesafe sayesinde giydiğin maskenin ardını görebiliyorum

I want to heal you
Seni iyileştirmek istiyorum

I want to save you from the dark
Seni karanlıktan kurtarmak istiyorum

Give unto me your troubles
Dertlerini bana bırak

I’ll endure your suffering
Senin yerine ben çekerim

Place onto me your burden
Sırtındaki yükü bana yükle

I’ll drink your deadly poison
Seni öldürecek zıkkımı ben içerim

Why should I care if they hurt you
Neden umursayayım ki senin canını yakmalarını

Somehow it matters more to me
Nedense daha çok umurumda olan

Than if I were hurting myself
Benim canımın yanıp yanmadığı

Save you [save you]
Seni kurtarayım

I’ll save you
Seni kurtaracağım

[Fear not the flame of my love’s candle]
[Aşkımın mum ışığından korkma]

Give unto me your troubles
Dertlerini bana bırak

[Fear not the flame of my love’s candle]
[Aşkımın mum ışığından korkma]

I’ll endure your suffering
Senin yerine ben çekerim

[Let it be the sun in your world of darkness]
[Bırak senin karanlık dünyanın güneşi olsun]

Place onto me your burden
Sırtındaki yükü bana yükle

[Give unto me all that frightens you]
[Seni korkutan her şeyi bana bırak]

I’ll drink your deadly poison
Seni öldürecek zıkkımı ben içerim

[I’ll have your nightmares for you if you sleep soundly]
[Sen rahat uyu diye kâbuslarını ben görürüm]

Give unto me your troubles
Dertlerini bana bırak

[Fear not the flame of my love’s candle]
[Aşkımın mum ışığından korkma]

I’ll endure your suffering
Senin yerine ben çekerim

[Let it be the sun in your world of darkness]
[Bırak senin karanlık dünyanın güneşi olsun]

Place onto me your burden
Sırtındaki yükü bana yükle

[Give unto me all that frightens you]
[Seni korkutan her şeyi bana bırak]

I’ll drink your deadly poison
Seni öldürecek zıkkımı ben içerim

[I’ll have your nightmares for you if you sleep soundly]
[Sen rahat uyu diye kâbuslarını ben görürüm]

Fear not the flame of my love’s candle
Aşkımın mum ışığından korkma

Let it be the sun in your world of darkness
Bırak senin karanlık dünyanın güneşi olsun
 

The Last Song I’m Wasting On You

 

Sparkling grey
Işıl ışıl bir gri

They’re my own veins
Kendi damarlarım

Any more than a whisper
Fısıltının üzerine çıkarsam

Any sudden movement of my heart
Kalbim küt küt atarsa

And I know
Biliyorum

I know I’ll have to watch them pass away
Hepsini geçerken izlemek zorunda kalacağım

Just get through this day
Bugünü atlat yeter

Give up your way
Bildiğini okumayı bıraksan

You could be anything
Her şey olabilirsin

Give up my way
Bildiğimi okumayı bıraksam

And lose myself?
Kendimi kaybederim

Not today
Bugün değil

That’s too much guilt to pay
Yoksa çok suçluluk duyarım

Sickened in the sun
Güneşin altında midem bulanıyor

You dare tell me you love me
Beni sevdiğini söylemeye cüret ediyorsun

But you held me down and screamed you wanted me to die
Ama beni kıstırıp ölmemi istediğini de söylemiştin

Honey, you know
Tatlım biliyorsun

You know, I’d never hurt you that way
Ben asla canını öyle yakmazdım

You’re just so pretty in your pain
Acı çekerken çok güzelsin, ne yapayım

Give up my way
Bildiğimi okumayı bıraksam
,
And I could be anything
Her şey olabilirim

I’ll make my own way
Kendi yolumu çizeceğim

Without your senseless hate
Olmadan senin anlamsız

Hate, hate, hate
Nefretin, nefretin, nefretin

So run, run, run
Kaç o zaman, kaç, kaç, kaç

And hate me if it feels good
Ve benden nefret et iyi geliyorsa

I can’t hear your screams anymore
Çığlıklarını duyamıyorum artık

You lied to me
Bana yalan söyledin

But I’m older now
Ama ben büyüdüm

And I’m not buyin’ baby
Artık yemezler bebeğim

Demanding my response
Benden cevap talep ederken

Don’t bother breaking the door down
Kapıyı kırmaya kalkma

I’ve found my way out
Ben çıkış yolumu buldum

And you’ll never hurt me again
Ve bana bir daha asla zarar veremeyeceksin